Türkiye deprem bölgesinde bir ülke, 17 ağustosu yaşadık çok kişi kaybettik çok servet kaybettik. Doğal afet sigorta kurumunun uyguladığı, zorunlu olmasına rağmen yüzde yüze asla ulaşmayan bir branş. Hatta bununla ilgili birkaç tedbir alındı artık elektrik ve su bağlatmak için bile Daks poliçesi gerekiyor. Maliyetler çok düşük yani 150 metre karelik bir dairenin Dask’ı 250 lira ile 260 lira ve bu bir yıllık bir bütçe buradan tasarruf etmenin bir anlamı yok. Oranlamaya gelince tabi istenilen düzeyde değil son dönemlerde toplu konutların çıkmasıyla beraber bankacılık sektörünün bu sistemi finanse etmesiyle beraber oranlar çıktı. Neden çünkü banka kredi verdiği eve mutlaka dask poliçesini istiyor. Ev sahibi bunu istediği için değil aslında banka istediği için yapıyor. İşte burada bir ters sıkıntı var önce evi alan insan yaptırmalı banka değil. Tüketim kalemleri içersine mutlaka bu gideri sokmak lazım işte sokmadığınız zaman sadece gayrimenkullerinin kira geliriyle yaşayan insanların birçoğu büyük depremde yok olup gittiler. Haberlerde görmüştüm çok üzülmüştüm, kira geliriyle yaşayan bir emekli apartman gidince her şey gitti çünkü sigortası yoktu. Bütün emeği boşa gitti ondan sonra Kızılay’ın çadırında yaşadığını görmüştüm.
30 yıllık sermaye birikiminizi siz bir yangında bir gecede bitirebilirsiniz.

Türkiye’de sigorta sektörü, 2013 yılının ilk çeyreğinde yüzde 27.32 ile ekonominin yaklaşık 9 katı üzerinde, rekor büyüme gerçekleştirdi.

2013’ün ilk üç ayında toplam prim üreti- minin 5.6 milyar TL’si; kasko, trafik, konut, işyeri gibi hayat dışı sigortalardan kaynaklanırken, 1 milyar TL’ye yakını ise hayat sigortalarından kaynaklandı. 12 yıl önce 500 bin civarında olan sigortalı konut sayısının Zorunlu Deprem Sigortası ile 3 milyon 500 bine ulaştı. Atasal sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Cem Öztemel ile hem Atasalı hem de sektörü konuştuk.

Cem bey Atasal hakkında bilgi verir misiniz? Yakın zamanda yeni projeler var mı?

Profesyonel acente olarak 1997 yılında Atasal sigortayı kurduk. Tabi bu uzun soluklu bir iş şuan geldiğimiz noktada 5 şubeye çıktık. Bilinçli bir sigortacı olarak halkımızı eğitmeye, ihtiyaç taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Şubelerimizin tamamı İzmir içerisinde yer alıyor. Sigortacılık hep kontrolle alakalı, yaptığınız işi iyi denetlemek, ekibinizindi iyi hizmet vermesi lazım.  Doğru hizmet adına iyi hizmet vermek adına her şeyi kısa sürede gerçekleştirmelisiniz.

Aktif oyuncu maalesef acente olarak biz değiliz çünkü biz sonuçta bayilik sistemiyle çalışıyoruz. 

Bizim prim üretimle alakalı hedeflerimiz var zaten mesleğimizi düzgün yaptığımızı düşünüyorum. Ama gelişimin ucu ve sonu yoktur mutlaka kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Eğitim ve satış politikaları anlamında biraz önce söylediğim gibi çok fazla şubeleşmek değil kaliteli hizmet vermek için kendimizi hazır tutmaya çalışıyoruz. Bölgesel anlamda daha markalaşmış bir acente olmayı hedefliyoruz. İzmir ve çevresinde sigortalı olan herkesin ismimizi bilmesini istiyoruz, bu bizim için büyük bir hedef umarım bunu başarırız.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de sigorta bilinci ne düzeyde? 

Avrupa ile orantılarsak Türkiye daha ger- ide. Zaten biz hep sigorta konusundaki modeli onlardan alıyoruz. Hatta bugün sigorta şirketlerinin yapısına bakarsanız sermayeler artık hep Avrupalı oldu. İşte buda sigortanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Avrupa’da sigortacılık çok eskiden başlamışken bizler hala bazı şeyleri anlatmak- ta zorluk çekiyoruz yine dediğim gibi kaderci millet olmaktan kaynaklanıyor.

Sigorta sektöründe hangi branşlar ön planda?

Tabi ki kasko, trafik ve Dask önde yani zorunlu poliçeler ön planda. Düşünebiliyor musunuz öncelikle sizin sağlınız önemliyken bunu dikkate almayabiliyorsunuz. Evinizi çok uygun rakamlara sigorta ettirirken bunu hiç düşünmüyorsunuz ama aracımızın kasko bedeli ne olursa olsun ödemeye hazırız. Kasko tabi ki önemli hareketli bir araç kullanıyorsunuz ve riske açık halk bunu çok iyi bildiği için sigortalılık oranı çok yüksek. Bu gün ev yangınlarını görenler çok iyi bilirler evde hiç bir şey kalmıyor yani o güne kadar edinmiş olduğunuz eşya birikiminin tamamı gidebilir, fabrikanızın ve iş yerinizin tamamını yok edebilir. Çok düşük primlere bu riski satmak varken maalesef üstümüzde tutuyoruz.